“Pozitif düşünme” tiryakiliği mi?
Acı çekerken nasıl “pozitif” düşünebiliriz? Ya da kederliyken, yastayken, endişeliyken? “Aaaa, aşkolsun ama, pozitif düşün, öyle olmasaydı şöyle olmazdı, öyle yaşanmasaydı böyle olmazdı” diyenlerimiz çoktur. …
Acı çekerken nasıl “pozitif” düşünebiliriz? Ya da kederliyken, yastayken, endişeliyken? “Aaaa, aşkolsun ama, pozitif düşün, öyle olmasaydı şöyle olmazdı, öyle yaşanmasaydı böyle olmazdı” diyenlerimiz çoktur. …
Çocuklarımız küçükken elbette sık sık ağlarlardı… Konuşamadıkları için daha da bir ağlarlardı 😉 Ne yapsın bebeler, nasıl anlatsınlar ki dertlerini başka türlü 🙂 Böylesi zamanlarda, yani …
Artık pek çok yerde regresyon çalışması, geçmiş yaşamları şifalandırmak, regresyonla geçmişi onarmak, temizlemek vs. gibi anlatımlara daha sık rastlıyorsunuz… Çokça merak, biraz ürküntü, biraz heyecan, …
Hayatımız boyunca yaşadıklarımız bize hep bir şeyler öğretir… Hoş! Hayatı bir öğretmen gibi algılamak, hayata öğretmen etiketi yapıştırmak pek hoşuma gitmez… Belki de bu kendimde …
Korkmak utanılacak bir şeydi! Dalga geçerdi insanlar. Aşağılık ve iğrenç bir böcek muamelesi yapılırdı, küçümsenir, ezilmeye çalışılırdı çocuk kendim.. Hem korkar hem de korkuyor olduğumdan …
Otorite olarak “ben”den ayrı bir şeyi tanıdığımızda, yani böyle bir şeyin varlığını kabul ettiğimizde “ayrılık” duygusu ile birlikte dışlanmışlık, görmezden gelinme, yalnızlık, boşluk, sevilmeme, değersizlik …
Hayatımızda bir dersi belleyemedik mi? Bir türlü geçemiyor muyuz? Bir yerlerde tıkanıp kalmış da hayat bize Çanakkale geçilmez deyip duruyor mu? Tamam işte…o zaman sizi …
Hani bazen fiziksel bir acımız olmadığı halde sanki gerçekten bir yaramız ya da bir sancımız varmış gibi hissederiz…sanki canımız yanıyordur…işte böyle zamanlarda deriz ” canım …
Suçluluk…Aslında bir duygu değildir…Bir durumdur “suçlu” olmak. Ne ki kendimizde veya başkalarındaki bu durumu hep bir duygu olarak tanımlamaya alışmışız…Böyle bir durumda hissettiğimizin adı gerçekte …