Sevgili insan oğulları ve kızları!
İçinizden birinin bir zamanlar söylediği bir kelam var: ” Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir, tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir “ Yanlış yapanı söz ile uyarmalı, hala yanlışta ısrar ediyorsa da gerekeni yapmalı 😉 şeklinde… Bazen hastanelerin acil kapılarından histeri krizi geçiren insanlar girer… hekimler o kişiyi kendine getirmek için ya sağlam bir tokat aşk eder ya da iğneyle bir ilaç zerkediyormuşçasına kişiye iğneyi batırır… Bu işlemler o kişinin kendine gelmesini, söyleneni anlamaya başlamasına yarar… Pardon, şiddet mi dediniz? Belki. Nereden ve hangi gözle baktığınıza bağlı.
Milyarlarca yıldır oluşmaya devam eden evrenlerin içerisinde bir göz açıp kapatma süresincedir varsınız ve sanki hep şu halinizle varmışsınız gibi davranıyorsunuz… Sanki zaman sizinle başlamış ve devam edecekmiş gibi düşünüyorsunuz… Sayıları kullanmaya başladığınızdan bu yana sürekli zamana etiketler yapıştırıp onu kuru bir hesap cetveli haline getiriyorsunuz… Saymaya başladığınız zamanlardan bu yana ateşi tanıdınız, toprağı, havayı, suyu tanıdınız… Çok şükür var olan her şeyde olan gibi siz de aklınızı kullanıp hayatı kolaylaştırmak için bunları kendinize araç ettiniz… Teknolojinin geldiği günümüz koşullarında galaksilerin olabilecek en uzağına gittiniz, yıldızları keşfettiniz, atomu parçalarının en küçüğüne kadar ayırdınız, DNA’nızı farkettiniz, kocaman fabrikalar, en ama en yüksek gökdelenler, barajlar, yollar vs. inşa ettiniz. Kuru hesap cetvelinizin üzerinde sayılar ilerledi… Üzerinde bulunduğunuz dünya gezegeni kutuplarını değiştirdi, tufanlar gördü, kıtalar ayrıldı – birleşti, toprağın bir o tarafında kaldınız bir bu tarafında… Dilleriniz, dinleriniz, kurallarınız, kabileleriniz, toplumlarınız bir öyle oldu bir böyle…Korkuyla başladınız, sevgiden geçtiniz, aydınlanmaya çalışırken karanlıklara düştünüz…
Var olduğunuzdan beri savaşıyorsunuz. Tarih adını verdiğiniz hikayenin özü ” gücü gücüne yetene ” diyebilirim. İster iktidar ister muhalif tarafta olun, hep güce sahip olmayı hedeflediniz. Sanki güçsüzmüşsünüz gibi hissettiniz, gücü elinizde tutmak ya da ele geçirmek uğruna yalnızca kendi türünüzü değil, dünya gezegeninin diğer varlıklarını da, hatta dünyanın kendisini de ya öldürdünüz, ya da yaraladınız, sakatladınız!
Depremler, tsunamiler, seller, volkan patlamaları, heyelanlar, yoğun bölgesel yangınlar, kuraklıklar, anormal iklim değişiklikleri, bazı hayvan ve bitki türlerinin ortalıktan kaybolması, nükleer kazalar, genetik anormallikler, toplumsal kalkışmalar… hiç biri sizi kendinize getirmeye yetmedi, yetmiyor…
Kendi verdiğiniz sayısal değere göre 2016 diye adlandıracağınız bir başka döneme / döngüye girdiniz. Gezegeninizin bir yanı kış bir yanı yaz 🙂 Gücünüz, gezegeninizle birlikte uyum içinde olabilmenize dayanır. Dolayısıyla tüm gezegen varlıklarıyla iş birliği, kendinize gelme, kendi türünüzle dayanışma, birlikteliğinize saygı ve onurlandırma zamanı… Ortaklaşa yaşama hedefine birlikte yürüme, sendeleyene el verme, yorulana dinlenmesi için omuzunu sunma, illa da yürümek istemeyeni de kendi haline bırakma zamanı…
İnsan oğulları ve kızlarının, dünya üzerinde tüm dünya varlıklarıyla birlikte cenneti var ettikleri zamanlar bu zamanlar olsun!
Sevgiyle kalın…