Çocuk canımın, canını sıkan baba…
Çocuk canımın, canını sıkan baba…

Çocuk canımın, canını sıkan baba…

Hemen her yıl sonunda blogumda bir yazı yazıyorum. Biraz da geçmiş 365 günün özeti gibi oluyor ruhumun seyir defterinde. Bu yıl da yine yazasım geldi. Bu kez kendimce bir toparlama, özetleme ama yerli yerine yerleştirerek, hatta tamamlayarak geride bırakmak ve benim için kalanları da alıp yola devam etmekle ilgili sanırım. Yazdıkça ortaya çıkar 😉

Çocukluk yıllarımda babam başlıkta da belirttiğim gibi çocuk canımın canına okuyan biriydi. Kısıtlayıcı, zorlayıcı, şiddete meyilli, kızgın ve öfkeli bir babaydı. Her hangi bir şey yapmak oldukça zordu çünkü ya beğenilmez, ya yanlış yaptın diye kızılır ya da umurunda olmazdı. Mükemmel olmaya çalışmak, soğuk demirden yapılmış bir cenderede sıkışıp kalmak gibiydi. O zamanlar öyle olmasaydı ben nasıl biri olurdum? Yaşanmadığı için bilmiyorum. Yaşananlarıysa bile bile, anlaya anlaya, yerli yerine oturtarak alıp kabul ediyorum. En güzel tarafı, tabii ki hayatımın şu anda bulunduğum noktasından her şeyle birlikte hoşnut oluşum 🙂 Daha güzeli, iyisi, şenliklisi de olsun elbet!

Ben 35 yaşlarımdaydım ve babamla uzun bir sohbet sonrası bir tür helalleşmiş, birbirimizi anlamış, işitmiş ve görmüştük. Babamın kendini benim gözümden görüşü ve bu anları birlikte paylaşırken kendini de anlayıp bağışlayabilmesi çok özel bir andı. İyi ki bunu başarabildik. Sonrasında sevgiyi karşılıklı alıp vermede yolumuz açıldı. Kucaklaşmalarımız sıcaktı. Ayrılıklar hüzünlüydü.

Yıllar sonra bir gün Kadıköy’de kızımla birlikte bir mağaza geziyorduk. Gözüm duvardaki eski plaklardan yapılmış deri bir çantaya ilişti. Dikkatlice baktım. Durdum bir kez daha, bir kez daha baktım. Çantanın yapıldığı plak üzerinde bir etiket vardı. Babamın yıllarca Kemeraltı çarşısında bulunan plakçı-müzik dükkanındayken sattığı her plağa yapıştırdığı o etiket 🙂 Aile soyadımız İnaltekin’dir. Babamın  bu etiketle kendince hayatından gelip geçene aktardığı bağırmayan bir gurur, onur 🙂 Duvarda asılı çantaya bakakaldım ve sonrasında da satın aldım. İzleyen günlerde İzmir’e gidip bunu babama gösterdim. Önce anlamlandıramamıştı. Sonrasında kimbilir belki yıllar, olaylar, anılar vb. hızla geçti zihninden. Gözleri hafifçe yaşlandı. Benim bu nesneyi bulma sevincim ona da bulaştı ve uzun uzun Kemeraltı çarşısından, esnaflıktan, dükkan komşularından söz etmiştik. O anda da babamla içsel olarak barışıklığımın tazelendiğini, bu babadan özellikle şimdi bu zamanlarda kullanmakta olduğum bir dolu beceriyi, bakış açısını, ruhsal ve fiziksel dayanıklılığı almış olmanın gücünü hissetmiştim. Çocukluğum çok zorlu zamanlardı ama aşmıştık işte. Sağ kalmıştık. Bundan sonrası da bize kalmıştı. Nasıl yaşarız, nasıl yaratırız, nasıl oldururuz kısımları artık bile isteye bizim elimizdeydi 🙂

Plağın adı da ayrıca ilginçti benim için. Çünkü evimizin Sabır Taşı diye tanımlayabileceğimiz ve hatta bunu da aşan bir metanetle biz iki kardeşi kanatlarının altına alıp kollamaya çalışan, bunu başaramadığını hissettiğinde göz yaşlarını içine içine akıtan kişi annemizdir. Sağlıklı uzun ömrü olsun. Hani peygamber sabrı derler ya, onu fersah fersah aşan bir sabır kapasitesi var annemizin 🙂 Bize de biraz bulaştığını söyleyebilirim 😉

Sonuçta özellikle bu yıl babamı ve annemi sıkça andığım, sıkça duacı olduğum, sıkça şükran hissettiğim bir yıldı. Elbette bugüne gelinceye kadar bunları yine yapmıştım ama şimdi derinde, çok derinlerde bir yerde de onları anne ve baba olarak bilmiş olmak ayrıca değerli. Dolayısıyla hem annemi hem babamı varlık sebebim olarak kocaman bir sevgiyle, saygıyla onurlandırmak istiyorum. Birlikte veya ayrı ayrı yaşadığımız tüm zamanlarda ve tüm boyutlarda şimdi bana aktarılmış tüm güzel, kolaylaştırıcı, zarif, sakin bir huzurla tadına varılacak her şey için minnettarım. Önümden giden ve bana bazı yolları kolaylaştıran ablam da var elbet 😉

Belki sizler de şimdi anne ve babanıza tekrar bakar, kendiniz için bir çıkarımda bulunursunuz. Ben köklerimi, geçmişimi, bu güne gelişimi böyle kutlamak istedim. Benden sonrakilere havai fişek renkliliğinde, canlılığında ve neşesinde aktarılsın isterim. Sizler için de güzel kutlama vesileleri olsun. Bugünden sonraki ömrünüz sağlıkla, sevinçle, keyifle, gönül ferahlığıyla yaşansın. İyi yıllar dilerim.

Sevgiyle kalın.

 

 

 

Bir yanıt yazın