Tabi ki demem 🙂 Ben “ben”den o kadar zaman önce ayrışmış, kendimi reddetmiş, kendimden nefret ettiğim için o kadar uzaklara düşmüştüm ki! Narsist olduğumu bile bilmem. Bildiğimi sezdiğim anda saldırırım sana, başkalarına, başka şeylere… Öyle arada bir sızar gibi olur bilincime ama ben onun hakkından gelmesini çok iyi bilirim!
Ben senin hayatındaki “şahane kurbanım”! Senin hayatındaki “hep kendini düşüneninim”! Senin hayatındaki “bencilin, empatisizin, değer-kadir-kıymet bilmezin, en doğrusunu bilenin, en iyisini bilen-yapanın, en iyi sevenin, en çok sevilenin, en…” lerinim 🙂 Sense benim prestijim, statüm, benim kadınım, benim erkeğim, benim arabam-evim-ofisim-gökdelenim-evimin süsü-kolumun süsü-bedenimin haz aracısın. Hepsi bu!
“Bunu bana nasıl yaparsın, nasıl böyle davranabiliyorsun, neden beni bu kadar üzüyorsun, beni görmezden-duymazdan geliyorsun, sen insan mısın, sen nasıl bir insansın?” diye hiç sorma. Bu bir “kendime çıktım, döneceğim” öyküsü değildir. Bu, “kendimden daha da uzağa, ne kadar zamanda ve nasıl kaçabilirim” konusudur 🙁
Anam babam ürkütücü bir boşluktu, ya yoktular ya da vardılar ama onlar için “ben” yoktum. Kardeşlerim vardıysa da, “ben yoktum”. Hayat devam ederken insanız ya işte, bazı arkadaşlarım ve sonra sevgililerim oldu. Boşluk dolmadı. Ben o boşluğu hayalimdeki kendimle doldurmuştum zaten. Hayalimdeki kendim o kadar güzel, yakışıklı, başarılı, mükemmel bir şey ki, kimin umurunda o sümsük-kırılgan-boşluk hisseden salak-yeteneksiz-hiç şeyi beceremeyen-istenilmeyen-görülmeyen-sevildiğini bilemeyen tip 🙁
Hayır, hayır… asla izin vermem o zavallı-sümsüğün ortaya çıkmasına. O kim ki? Çok saçma bir şey onun varlığı. Gel! Biz neşemize, keyfimize bakalım. Bunlar da insan mı? Bu ne böyle zavallı konuşmalar, ağlamaklı duruş, mıy mıy mıy… Tabi ki ezeceksin bunları, parazit böcekler gibiler… Çek şunları gözümün önünden! Onları gözümün önünden çekmezsen de seni onların “sen” olduğuna inandırırım. Gaslighting diye bir şey duydun, değil mi? 🙂
Ya da… “Bu nasıl bir insan -şey-? Nasıl yani, benden daha iyi, doğru, güzel, başarılı vb. olabilir mi?” “Dur ben ona gününü göstereyim, benim yaşadığım dibe o da insin ki ben yüceleyim” 🙂 Yaparım. Kılım bile kıpırdamaz.
Kurban kimliğini pek sevenlerimiz için macera ve bir “öteki” hikayesi de burada başlar. Yaralar zamanla ve hayatın böylesi ilişkilerden gelen darbeleriyle “iyileşir“.
Narsist olduğunu bilenlerimizi, bilmeyenlerimizi, narsist kurbanı olduğunu düşünen veya hissedenlerimizi, sevgi ve ışıkla kucaklıyorum. Hayatın tüm şefkati hepimizin üzerine olsun!
Not: Bir önceki yazımı da okumanız güzel olur 🙂