Geçmişi bugüne-buraya-şimdiye getirmek…
Geçmişi bugüne-buraya-şimdiye getirmek…

Geçmişi bugüne-buraya-şimdiye getirmek…

greenmandalaDanışanlarımla yaptığımız çalışmalarda en çok gözlediğim hallerden biri de geçmişte yaşanmışlıklardan gelen deneyimi bu gün yaşanılan duruma uyarlama eğilimi! Sanki  geçmişte elimizde bir vazo vardı ve biz bu vazoya kısa saplı yayılmacı çiçekler yerleştirmeye çalışmıştık ve olmamıştı…aynı vazoya şimdi elimizdeki uzun saplı daha uygun çiçekleri yerleştirebiliriz ama hayır…aklımızda kalan o uyumsuz çiçek-vazo ilişkisi nedeniyle “olmaz ki, işe yaramaz ki” diyoruz ve kendimize yeni seçenekler, yeni deneyimler, yeni aşklar, yeni ilişkiler, yeni işler deneme fırsatı vermiyoruz…Elbette vazoyu da değiştirebiliriz bu arada, çiçekleri de, yerleştirme şeklimizi de…

Geçmişte yaşadıklarımızdan edindiğimiz bilgiyi, deneyimi bugünümüzde kullanmalıyız elbette. Ancak bu deneyimler bizim bugünü yaşarken yeni bilgi-deneyim edinmemize engel olmamalı. Dün yaşadığımız hayal kırıklığı nedeniyle bugün bize kalbini açan birine sevgimizi aktarmak zor olmamalı. Dün yaşadığımız yoksunluk duygusu, bugün karşımıza çıkan güzelim fırsatları ” bana çıkmaz ki” anlayışıyla reddetmemize sebep olmasın.

Geçmişi bugüne getirmek; geçmişte o anda yaşanan her ne ise – duygular, düşünceler, kararlar – onu bugünkü yaşadığımıza kopyalayıp yapıştırmak gibi…az ya da çok eğreti durur ya! Demem o ki, her bahar çiçek açan ağaçlarımız gibi, her sabah güneşin doğuşu gibi biz de hayatımıza giren her şeye ve herkese yeni bir fırsat, yeniden bir öğrenme-deneyimleme fırsatı olarak bakalım…Hayatımız gelişsin ve zenginleşsin…Rumi demiş ki;

” Her gün bir yerden göçmek
Ne iyi
Her gün bir yere
Konmak ne güzel
Bulanmadan, donmadan
Akmak ne hoş

Dünle beraber
Gitti cancağızım
Ne kadar söz varsa
Düne ait
Şimdi yeni şeyler
Söylemek lazım…”

Sevgiyle kalın bu gün de 🙂

 

Bir yanıt yazın